Meşhur sahabi Hâlid bin Velid’in (r.a.) kardeşiydi. Bedir Savaşı’nda müşriklerin safında yer almıştı. Savaşta Abdullah bin Cahş (r.a.) tarafından esir edilmişti.
Henüz Müslüman olmayan Hâlid bin Velid ve Hişâm bin Velid, kardeşlerini kurtarmak için Medine’ye geldiler. Baba yadigârı zırh, kılıç ve miğferi fidye olarak verip anlaştılar ve onu esaretten kurtardılar. Sonra da hep birlikte Mekke’ye hareket ettiler.
Hâlid ve Hişâm, yolda kendilerini şaşırtan bir durumla karşılaştılar. Velid, Zülhuleyfe mevkiinden geri döndü ve Medine’ye gelerek Müslüman oldu. Hâlid ile Hişâm da peşinden gittiler. Hâlid, Velid’e (r.a.) çıkıştı, “Madem böyle yapacaktın fidyeyi ödemeden evvel yapsaydın da, babamızdan kalan şerefli bir hatırayı elimizden çıkarmasan olmaz mıydı?! Bunu niçin yaptın?” diye sordu. Hz. Velid ona “Kureyşliler, ‘Fidyeden kaçtı da Müslüman oldu.’ demesinler diye böyle yaptım.” şeklinde cevap verdi.
Hâlid ve Hişâm o kadar öfkelerine rağmen bir şey yapmadılar. Birlikte Mekke’ye hareket ettiler. Bir müddet sonra da Mekke’ye ulaştılar. Velid’in Müslüman olduğunu duyan müşrikler bunu hazmedemediler. Doğruca Medine’ye gidip onu yakaladılar, zincire vurarak hapsettiler. Ağır işkencelerde bulundular. Velid (r.a.) bütün bunlara zaten hazırdı. Müslüman olurken bunları peşinen kabul etmişti. Bunun için onların işkencelerine sabretti.
Bu arada Peygamberimiz ona yapılan muameleyi duymuş ve çok üzülmüştü. Mekke’de Velid gibi hapsedilen iki sahabisi, Ayyaş bin Ebî Rabiâ ile Ebû Seleme bin Hişâm’ın (r.a.) kurtulması için yaptığı duaya Velid’i de (r.a.) dâhil etti.
Velid (r.a.), Mekke’de bir müddet hapis olarak kaldı. Fakat bir ara fırsatını bulup kaçtı, Medine’ye geldi. Peygamberimizin huzuruna çıktı. Peygamberimiz, Hz. Ayyaş ile Ebû Seleme’nin (r.a.) ne durumda olduğunu sordu. Velid onların şiddetli işkencelerle kıvrandırıldığını söyledi. Peygamberimiz müteessir oldu. Hz. Velid’i, inançları yüzünden bunca çile ve ıstırap çeken bu İslam kahramanlarını kurtarmakla vazifelendirdi.
Hz. Velid çok yorgundu, ama hiç vakit geçirmeden tekrar Mekke’ye hareket etti. Resûlullah’ın emrini vakit geçirmeden yerine getirmek istiyordu. Yorucu bir yolculuktan sonra Mekke’ye ulaştı. Şehre geceleyin girdi. Onların hapsedildikleri yeri buldu. Üzeri açık olan bir yere hapsedildiklerinden, duvardan atlayarak içeri girdi. İkisi de, kaçmasınlar diye ayaklarından bir taşa bağlanmışlardı. Kılıcını çıkardı, bağlandıkları ipi kesti. Sonra da hemen oradan uzaklaştılar. Müşrikler onların kaçırıldığını fark etmeden biraz yol almaları gerekiyordu. Durmadan dinlenmeden yürüdüler.
Sabahleyin durumdan haberdar olan müşrikler, etrafa adamlar göndererek onları aradılar, fakat bulamadılar. Üç cefakâr Müslüman, üç gün sonra Medine’ye vardıklarında ayakları kan revan içindeydi.
Hz. Velid, Hicret’in 8. yılında vefat etti. Medine’de Baki Kabristanı’na defnedildi.
Allah ondan razı olsun!