Boykot yılların da bundan da çok daha ilginç ikinci bir olay daha yaşanır: Ay’ın yarılması… Hz. Muhammed’in en büyük mucizesi, O’nun çağından günümüze kadar bütün Müslümanların fikir birliğiyle, Kur’an’ı Kerim’dir. İkincisi ise kendi kişiliği, dürüstlüğü ve ahlakı. Üçüncüsü de Ay’ın yarılması.

Bizans-Pers savaşı ile aynı yıl içinde gerçekleşen mucize, Ay’ın dolun halinde olduğu bir gece Mekke’nin Taif (güney) doğrultusundaki banliyösü Mina’da yaşanır. Olay, akılları sıra Kureyş putperestlerinden Velid, Ebu Cehil ve Nadr gibi önde gelenlerinde yer aldığı bir grubun:

“Madem peygambersin öyleyse mucize göster” diyerek Hz. Muhammed’i sıkıştırmak istemeleri üzerine yaşanır. Hz. Muhammed, onlara nasıl bir mucize istediklerini sorar. Onlar, kendilerini garantiye almak için, en olanaksız gördükleri şeyi yapıp Ay’ı parçalamasını isterler. Hem de derler:

“Ay’ın yarısı Ebu Kubeys yarısı da Kuaykıan dağının arkasına gitmeli, ikiye ayrıldığı iyice belli olmalı” Hz. Muhammed sorar:

“Eğer istediğiniz olursa iman edecek misiniz?”

“Söz!” derler. O zaman o da önce dua eder. Duanın kabul edildiği haberi Cebrail tarafından bildirildikten sonra da:

 Müslüman ya da putperest bütün Mina halkı olduğu yerde donar. İki yarım daireye bölünen Ay putperestlerin istediği dağların arkasına doğru hareket eder… Daha doğrusu Ay’ın parçaları hareket ederler. Kısa bir süre o halde durur ve sonra tekrar eski durumuna döner. İnsanlar nefeslerini tutmuş olup biteni seyrederken Hz. Muhammed orada bulunan bazı önde gelen isimleri tek tek sayar ve:

“Şahit olun!” der. Fakat putperestler gene yan çizecektir. Bu kez mazeretleri, Hz. Muhammed’in Ay’ı değil onları sihirlediği olur. Modern anlatımla aslında Ay’a bir şey olmamış fakat kendilerine Muhammed tarafından kitle hipnotizması uygulanıp Ay’ı parçalanmış gibi görmeleri sağlanmıştır. En hızlıları yine Ebu Cehil’dir:

“Bizi sihirlediyse bile” der, “bütün çölü de sihirleyecek değil ya! Çevre kabilelere adam gönderip soralım, onlar da böyle bir olaya şahit olmuşlar mı?” Teklif, Hz. Muhammed’de dahil herkes tarafından uygun karşılanır. Kureyş’in en çevik habercileri çöle dağılır. Birkaç gün içinde hepsi geri dönmüştür ve hepsi de çevre kabilelerden hayret haberleri getirmiştir. Yüzlerce kilometre yarıçaplı bir bölgede olayı gören daha binlerce tanık vardır. Önce Kureyş ne yorum yapacağını bilemez, susa kalır. Sonra da yüzsüzlüğü son haddine tırmandırırlar ve Hz. Muhammed’i kastederek:

“Ebu Kebşe’nin oğlunun sihri” derler, “gökteki yıldızları bile parçalıyor!” Ama “Birdir ALLAH O’dan başka İlah yok!” diyemezler. İşlerine gelmez. Olay, Kur’an’da da yer alır:

“Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı. Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve:’Bu, ardı arkası kesilmeyen bir büyüdür’ derler. Yalanladılar, kendi heveslerine uydular. Oysa her iş kendini bekleyen sona ulaşacaktır. Andolsun onlara vazgeçirecek nice önemli haberler gelmiştir. Bu büyük bir hikmettir. Fakat uyarılar fayda vermiyor!” (Kamer,54:1-5)

Daha önce de belirttiğimiz üzere modern insan mucizelere inanmaya pek eğilimli olmadığı için burada küçük satır arası yapıp, “Ay’ın Yarılması” mucizesinin tarihsel/olgusal kanıtlarını sorgulayalım. Bu konuda ne yazık ki özel bir inceleme ve araştırma yapılmamış olmasına rağmen yine de kendiliğinden denebilecek biçimde ortaya çıkan tarihsel bulgular şöyledir:

1-Güneydoğu Asya’da “Malabar” (Endonezya) mihracesi tarafından böyle bir olayın görüldüğüne ve onun emriyle kayda geçirildiğinden söz eden belgeler. (Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı, I, Sh:347, Mevdudi)

2-Hindistan’da “Dhar” racası tarafından tutturulmuş olan kayıt. Aynı dönemden kalma bir Hind kitabında da “Ay’ın ikiye bölündüğü sene yazılmıştır” şeklinde bir not bulunmaktadır. (Muvazzah İlm-i Kelam, sh:161, Ö. Nasuhi Bilmen’den aktaran, İki Cihan Güneşi Peygamberimiz, sh:204, Cüneyd  Suavi)

3-“4 Mayıs 1967 tarihinde Florida’da Cape Kennedy Uzay Üssü’nden fırlatılan ‘Orbiter 4’ uydusundan çekilen Ay fotoğrafları… ‘Orbiter 4’ün bu çalışmasında, Ay’ın dünyamızdan görülmeyen arka yüzü resimlenmiş ve 3000 km. mesafeden çekilen yakın plan fotoğraflarıyla, Ay yüzeyinin % 95’lik bölümü incelenebilmiştir. 67-1805 numara ile arşivlenen bu fotoğraflarda, daha önce küçük bölümler halinde çekilen Ay fotoğraflarında fark edilemeyen bazı hususlar göze çarpmaktadır. Ay’ın arka yüzeyi, uzunluğu 240 genişliği de yer yer 8 km.yi bulan bir yarık tarafından boylu boyunca kuşatılmaktadır. Bu çatlağın merkezi, 65 derece güney ve 105 derece doğu olarak belirlenmiştir. Tabii sebeplerle meydana gelen çatlaklar, dalgalı ve düzensiz bir çizgi oluşturdukları halde, bu çatlak mükemmel bir düz çizgi halindedir.” (The Muslim Digest, vol.34, Nos.3-4, p.35’ten aktaran, Gerçeğe Doğru II, Bölüm: 2, sh: 3)

4-“Amerikalılar bu çatlağa ‘Radley Rille’ adını vermişlerdir. Bu çatlakla ilgili olarak Apollo-15 ile gerçekleştirilen derinliğine araştırmalar, anlaşıldığına göre, halka açıklanmayacaktır; zira 29 temmuz 1971’de yayınlanan günlük ‘The Guardian’ adlı İngiliz gazetesinde yayınlanan yorum-haber büyük bir korku yaratmıştır. Orada çıkan bir yazıda, Müslümanların daha şimdiden bu fotoğraflara dayanmak suretiyle, İslam Peygamberine atfedilen ‘Ay’ın Yarılması’ mucizesinin gerçekliğine dair ispat yoluna girdikleri açıklanmaktadır” (İslam Peygamberi,I,sh: 127, Muhammed Hamidullah)

5-1685’te İtalyan astronom Cassini’nin çizdiği Ay haritasında, Ay yüzeyinin tamamını kuşatan ve tesadüfen oluşmayacak kadar düzgün olan bir çizgi açıkça görünmektedir. (Cumhuriyet Ansiklopedisi, II, sh:542’den aktaran, Gerçeğe Doğru II, Bölüm: 2, sh: 3)