İslâm’ın amel ve uygulama boyutunu daraltıp, İslâm’ı tatbikî ve amelî sahadan tecrit ederek sadece fikrî ve kalbî rabıtalara bağlamaya ve “İslâm bir vicdan meselesidir.” diyerek avam-ı nası, İslâm’ın yaşanan ve uygulanan değerlerinden uzaklaştırmaya çalışan kasıtlı ihanet şebekeleri şunlardır:

1. İslâm dininin, diğer semavi dinlere karşı gittikçe yayılmasını hazmedemeyen, taassup sahibi bir kısım müsteşrikler.

2. Selef-i salihinin, müçtehitlerin ve mazideki İslâm alimlerini, akıllarınca küçük düşürerek, gururlarını, enaniyetlerini sergilemek isteyen, şan ve şeref, alkış ve şöhret hissi ile sünnete karşı çıkarak kamuoyunda görünmek sevdasına kapılan şöhretperestler.

3. İlmi seviyesi, Sünnet-i seniyenin, dinin kaynağı olduğunu idrak edemeyecek kadar eksik olanlar…

4. Güya Kur’an’ı yüceltmek düşüncesi ile, sünnete önem vermeyen sadık ahmaklar.

İslâm tarihinde ilk defa sünnet ve hadislere karşı çıkan Haricîler olmuştur. Haricîler dinde mutaassıp muhakeme-i akliyede noksan insanlardır. İlk defa Müslümanlar arasında ayrılık çıkararak İslâmiyet’e darbe vuranlar da yine bunlardır.

Son asırlarda Haricî tıynetinde olan bazı kimseler de, Kur’an’dan başkasını tanımayız diyenler de ortaya yeni bir şey koymamışlardır. Günümüzde Peygamber ﷺ’in çizmiş olduğu sünneti tanımak istemeyenler ya Kur’an ve hadis hakkında hiçbir fikri olmayanlar, yahut içine daldıkları nimet kendilerine onu vereni unutturan, boğazına kadar zevk ve eğlenceye dalarak yalnız dünya hayatına razı olanlardır.