SEFERE ÇIKARKEN YAPILACAK DUA

Ebû Hüreyre (r.a.) naklediyor: Rasûlullah ﷺ Efendimiz sefere çıkmak üzere hayvanına bindiği zaman şöyle dua ederdi:
اَللَّهُمَّ اَنْتَ الصَّاحِبُ فِى السَّفَرِ وَالْخَلِيفَةُ فِى اْلاَهْلِ وَالْمَالِ. اَللَّهُمَّ اِنِّى اَعُوذُ بِكَ مِنْ وَعْثَاءِ السَّفَرِ وَكَآبَةِ الْمُنْقَلَبِ
«Allahümme entes sâhıbü fis sefer, vel halîfetü fil ehli vel mâl, Allahümme innî eûzü bike min va’sâis seferi ve keâbetil münkaleb»
Mânâsı: «Allahım, yolculukta dost ve arkadaşımız sensin. Aile efradımız ve malımız sana emânettir. Allahım ben yolculuğun meşakkatlerinden ve fena bir dönüş ile dönmekten sana sığınırım.”1


Abdullah b. Sercis, Peygamber ﷺ Efendimizin sefere çıkarken şöyle dua ettiğini nakletmiştir:
اَللَّهُمَّ اَنْتَ الصَّاحِبُ فِى السَّفَرِ وَالْخَلِيفَةُ فِى اْلاَهْلِ اَللَّهُمَّ اِنِّى اَعُوذُبِكَ مَنِ وَعْثَاءِ السَّفَرِ وَكَآبَةِ الْمُنْقَلَبِ اَللَّهُمَّ اصْحَبْنَا فِى سَفَرِنَا وَاخْلُفْنَا فِى اَهْلِنَا وَمِنَ الْحَوْرِ بَعْدَالْكَوْرِ وَمِنْ دَعْوَةِ الْمَظْلُومِ وَمِنْ سُوءِ الْمَنْظَرِ فِى اْلاَهْلِ وَالْمَالِ”

“Alllâhümme entes sâhıbü fîs sefer, vel halîfetü fil ehl, Allahümme innî eûzü bike min va’sâis seferi ve keâbetil münkaleb, Allahümmeshabnâ fî seferinâ vahlüfnâ fî ehlinâ ve minel havri ba’del kevr, ve min da’vetil mazlûmî ve min sûil manzari fil ehli vel mâl»
Mânâsı: «Allahım seferde yoldaşımız, ailemize bıraktığımız vekilimiz sensin. Allah’ım ben seferin zorluklarından ve fena bir dönüşten sana sığınırım. Allah’ım seferimizde bize yoldaş, ailemizde bize vekil ol. İtaat durumundan isyan haline dönmekten, mazlumun bedduasını almaktan, ailemiz ve malımız konusunda fena bir duruma düşmekten muhafaza buyur.»2

YOLA ÇIKANLA VEDALAŞIRKEN OKUNACAK DUA

Ebû Hüreyre (r. a.) rivayet ediyor:
Bir adam Rasûlullah ﷺ Efendimize gelerek:
Ya Rasûlallah sefere çıkma arzusundayım. Bana tavsiyelerin nedir? dedi. Peygamber ﷺ Efendimiz şöyle buyurdu:
«Allah’a karşı saygılı olmanı, her tepeye çıktıkça tekbir almanı (Allahü ekber demeni) tavsiye ederim.»
Adam çıkıp gidince arkasından şöyle dua etti:
اَللَّهُمَّ اطْوِلَهُ اْلاَرْضَ وَهَوِّنْ عَلَيْهِ السَّفَرَ
«Allahümmetvı lehül erda ve hevvin aleyhis sefer»
Mânâsı: «Allahım ona yer yüzünü dür, katla (dürüp katlamışçasına kolayca menziline maksuduna ulaştır) zahmetsiz, kolay bir yolculuk nasîb et.»3

YOLA ÇIKANLA VEDALAŞIRKEN (bir başka) DUA

Abdullah b. Ömer (r.a.) anlatıyor. Bir adam sefere çıkmak istediği zaman Peygamberimiz ﷺ ona:
– Yaklaş, sana veda edeyim» der ve şunları söylerdi:
اَسْتَوْدِعُ اللهَ دِينَكَ وَامَانَتَكَ وَخَوَاتِيمَ عَمَلِكَ
«Estevdiullâhe dîneke ve emâneteke ve havatîme amelike»
Mânâsı: «Senin dinini, şahsını ve âmelinin sonunu Allah’a emanet ediyorum.»4

YOLCULUKTA BİR YERDE KONAKLAYANIN YAPACAĞI DUA

Havle bt. Hakîm (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: Rasûlullah (s,a.) Efendimiz şöyle buyurdu:
«Yolculukta bir yerde konaklayan kimse şöyle dua ederse, oradan kalkıncaya (göçünceye) kadar ona bir şey zarar veremez:
اَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّمَاخَلَقَ
«Eûzü bi kelimâtillâhit tâmmâti min şerri mâ halak»
Mânâsı: «Yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın tam (kusursuz ve mükemmel) olan kelimelerine sığınırım.»5

SEFERDEN DÖNÜLDÜĞÜNDE YAPILACAK DUA

Berâ’ b. Âzib (r.a.) anlatıyor. Rasûlulah ﷺ Efendimiz seferden döndüğü zaman şöyle buyururdu:
آيِيُونَ تَائِبُونَ عَابِدُونَ لِرَبِّنَا حَامِدُونَ
«Âyibûne, tâibûne, âbidûne li Rabbinâ hâmidûn»
Mânâsı: «Bizler dönüyoruz, tevbe ediyoruz, ibâdetimizde dâimiz ve Rabbimize hamdediyoruz.»6

YOLCULUKTA ve SEFERDEN DÖNÜŞTE OKUNACAK DUA ve TESBİHLER

Abdullah b. Ömer (r.a.) rivayet ediyor.
Peygamber ﷺ Efendimiz, seferden dönerken her bir tepeye çıktığında üç defa «Allâhü Ekber» der sonra şunları söylerdi:

لاَاِلَهَ اِلاَّاللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْئٍ قَدِيرٌ * آيِيُونَ تَائِبُونَ عَابِدُونَ لِرَبِّنَا حَامِدُونَ * صَدَقَ اللهُ وَعْدَهُ وَنَصَرَ عَبْدَهُ وَهَزَمَ اْلاَحْزَابَ وَحْدَهُ
«Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerike leh. Lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr. Âyibûne, tâibûne, âbidûne li Rabbinâ hâmidûne. Sadakallâhü va’dehû ve nasara abdehû ve hezemel ahzâbe vahdeh»
Mânâsı: «Allah’ dan başka hiç bir ilâh yoktur. Tekdir, hiç bir ortağı yoktur. Mülk ona aittir, hamd ona mahsustur. O her şeye kadirdir. Dönüyoruz, tevbe ediyoruz, ibâdetimizde dâimiz, Rabbimize hamdediyoruz. Allah Tealâ va’dini yerine getirmiş, kuluna yardım etmiş ve tek başına (aleyhimize toplanmış olan) grupları dağıtmıştır.»7

Dipnotlar:

  1. Nesâî, İstiâze: 43 (8/274) ↩︎
  2. Tirmizî, Daavât: 42 (5/497) ↩︎
  3. Tirmizî, Daavât: 46 (5/500) ↩︎
  4. Tirmizî, Daavât: 44 (5/499) ↩︎
  5. Tirmizî, Daavât: 41 (5/496) ↩︎
  6. Tirmizî, Daavât: 43 (5/498) ↩︎
  7. Buhari, Daavât: 52 (7/163) ↩︎