DİŞİ DEVENİN YAVRUSU
Bir arkadaşı kendisinden bir binek devesi ister. O ﷺ;
“Olur, seni bir dişi deve yavrusuna bindirelim.”der. Arkadaşı şaşırarak, itiraz eder.
“İyi ama ey Allah’ın Elçisi, ben dişi deve yavrusunu ne yapayım.Bir işime yaramaz ki.”
“Bütün develer bir dişi devenin yavrusu değil midir?”[1]
SANA BAHA BİÇİLMEZ
Zahir, çölde yaşayan Müslümanlardandır. Çölden Hz. Muhammed ﷺ’in siparişlerini getirir ve Hz. Muhammed ﷺ de onun şehirden yaptığı alışverişine yardımcı olur. Aralarındaki ilişkinin bu boyutuna dikkat çekerek:
“Zahir bizim çölümüzdür, biz de onun şehriyiz.” der.
Fakat Zahir’in ciddi bir sorunu vardır. Doğuştan gelen bazı fizyonomik kusurları nedeniyle insanlar arasında görünmek istememekte, mecburen topluma karıştığı zamanlarda ise “Herkes bana bakıyor!” kompleksi ile ezilmekte, sıkıntı çekmektedir. Hz. Muhammed ﷺ de Zahir’in bu sorununun farkındadır. Ve bir gün onu rahatlatmanın fırsatını da yakalar.
Zahir, Medine çarşısının en kalabalık olduğu bir saatte alışveriş yapmaktadır. Hz. Muhammed ﷺ sessizce arkasından sokulur, elleriyle Zahir’in gözlerini yumarak bedenini kendisine çeker. Kendisine bu şakayı yapanın, kokusundan Hz. Muhammed ﷺ olduğunu tanıyan Zahir ise, duyduğu mutluluktan adeta kendinden geçmiş olarak bütün vücuduyla Hz. Muhammed ﷺ’e yaslanır. Peygamberlerinin o güne kadar hiç kimseye bu denli mesafesiz davranmadığını bilen Müslümanlar hayretten büyüyen gözlerle etrafına yığılırlar. Hz. Muhammed ﷺ tebessümle seslenir:
“Bir kölem var. Satıyorum. Onu benden kim alır?”
Zahir bir yandan yaşadığı sürpriz iltifatın şokuyla, diğer yandan ise ömrü boyunca bütün bilincini doldurmuş olan o kompleksin etkisiyle, peygamberinin şakasına biraz acılık karışmış bir şakayla cevap verir.
“Yemin olsun ki ey Allah’ın Elçisi, beş para etmez bir köleyi satmaya çalışıyorsun.”
İşte Hz. Muhammed ﷺ’in beklediği fırsatta budur. “Herkes bana bakıyor” kompleksinin sahibine “herkes” in içinde öyle bir tedavi uygulayacaktır ki, o andan itibaren Zahir, hiç kimse karşısında en küçük bir sıkıntı hissetmeden, rahat ve başı dik olarak yaşayacaktır. Bu tam taşı gediğine koyma fırsatıdır. Hz. Muhammed ﷺ o anda şakayı keser. Ciddileşir. Zahir’i göstererek ve kendilerini sarmış olan kalabalığa seslenerek:
“Hayır; andolsun ki Allah ve Allah’ın Elçisi katında senin değerine paha biçilmez!”der.
O gün Zahir’in, hayatının bayram günüdür.[2]
PARAM YOK Kİ
Şakacı arkadaşlarından biri sık sık O’na ﷺ hediye götürür. Bunlar genellikle yağ, bal cinsinden şeylerdir. Daha sonra hediyelerin satıcısı gelip malının parasını istediği zaman da fakir fakat şakacı arkadaşı Hz. Muhammed’e:
“Ey Allah’ın Elçisi! Yağın balın sahibi geldi, parasını istiyor.” der
Hz. Muhammed ﷺ bunun üzerine, şakaya uyarak, ciddi bir tavırla,
“İyi ama sen onu bize hediye getirmemiş miydin?” diyerek itiraz edince de, şakacı
“Param yok ki vereyim.” der.
Bunun üzerine Hz. Muhammed ﷺ gülerek alacaklının borcunu öder…[3]
GÖZÜNDE AK OLAN
Hanım Müslümanlardan biri bir dileğini anlatmaktadır. Hz Muhammed ﷺ bir söz arasında sorar:
“Sen şu gözünde ak olan kişinin eşisin, değil mi?” Hanım şaşırarak, cevaplar;
“Ey Allah’ın Elçisi! Benim kocamın gözünde ak yoktur.”
“Her insanın gözünde ak olur.”[4]
BİLLURLAR KIRILMASIN
Bir yolculuk sırasında Enceşe isimli bir arkadaşı develerin önünde, daha hızlı yürümeleri için şarkı söyleyerek tempo tutmaktadır. Şarkı hızlanır, tempo yükselir ve develerin sürati de artar. Develerin üzerinde bulunan hanımlar için endişelenen Hz. Muhammed ﷺ Enceşe’ye seslenir:
“Enceşe dikkat et! Billurlar kırılmasın!”[5]
ZEYTİN ÇEKİRDEKLERİ
Hz. Ali (ra) ile beraber kahvaltı etmektedirler. Hz. Muhammed ﷺ yüzünde bir gülümseme… Hissettirmeden, yediği zeytinlerin çekirdeklerini Hz. Ali (ra)’in önüne yığar… Sonunda Hz. Ali (ra)’ye önündeki zeytin çekirdeklerini göstererek;
“Ey Ali, ne kadar da çok zeytin yemişsin?..” der.
Hz. Ali (ra), görünümü son derece ciddi, cevap verir.
“Evet, ey Allah’ın Elçisi! Fakat siz de çekirdekleriyle beraber yemişsiniz. Baksanıza önünüzde hiç çekirdek yok.”[6]
TAMAMIN GİRSİN
Ordu Tebük seferindedir. En eski arkadaşlarından Malik oğlu Avf, dinlenme sırasında küçük çadırında oturmakta olan Hz. Muhammed ﷺ’in kapısına gelir. Selam vererek izin ister. İçeriden “Gir!” cevabı gelince de sorar;
“Her tarafım mı ey Allah’ın Elçisi?” Allah’ın Elçisi ﷺ cevaplar;
“Evet, tamamın!”[7]
CENNETTE GENÇ KIZ
Yaşlı bir kadın mescide, Hz. Muhammed ﷺ’in yanına gelir ve
“Ey Allah’ın Elçisi! Benim için dua et de Allah beni cennetine koysun.” der.
“Yaşlı kadınlar cennete giremez.”
Kadın üzülür, ağlamaya başlar. Hz. Muhammed ﷺ’in yüzünde bir tebessüm yayılır
“Üzülme, yani yaşlı değil bir genç kız olarak cennete gireceksin.” der.[8]
________________________________________
[1]Ebu’ş-Şeyh el-İsbehani, Hazreti Muhammed’in Edeb ve Ahlakı, s.84.
[2]Yrd. Doç. Dr. Abdullah Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hazreti Muhammed, s.69; İmam-ı Tirmizi, Şemail-i Şerif, s.257.
[3]İmam-ı Kastalani, Mevahib-i Leduniye, s.334.
[4]Bekir Sağlam, Model İnsan, s.76.
[5]Afzalur Rahman. Siret Ansiklopedisi, I/46.
[6]Bekir Sağlam, Model İnsan, s.75 (152); Afzalur Rahman, Siret Ansiklopedisi, I/83.
[7]Afzalur Rahman, Siret Ansiklopedisi, I/83.
[8]İmam-ı Tirmizi, Şemail-i Şerif, s.258.
yukarıda h.z.ali kıssasındaki şaka h.z. ebu bekrı sıddıkla geçmiyormu ve tam tersine hz.ebubekir zeytinleri yiyip efendimizin önüne koymuyormu lütfen cevap yazınız
bu bölümün başlığı biraz incitici…”şakacı?” başlığı değiştirmek lazım…
Bizim müracaat ettiğimiz kaynakta yazdığımız gibi geçiyor, farklı bir kaynak bildirirseniz kontrol ederiz.
Teşekkürler, selamlar…
Saltuk bey,
Tereddüdünüzü haklı buluyoruz, daha uygun bir başlık öneriniz varsa lütfen bildirin.
Selamlar…
Selamün Aleyküm,Peygamberimizle ilgili bu gülümseten hikayelerin bazılarını ilk kez duyuyorum.Paylaştığınız için Allah razı olsun.
Şakacı başlığı bence güzel olmuş.Başka ne olabilirdi ki?Espritüel,komik,güldüren,gülümseten,matrak,neşeli,latifeyi seven,hoşsohbet ya da sempatik mi olmalıydı?Değerli kardeşlerimizin oyuna mı sunsak acaba,ne dersiniz?Selam ve dua ile…
Nevra kadeşimiz, yazıyı siteye eklemeden evvel sizin teklif ettiğiniz başlıkların çoğunu uzun uzun düşünüp, en uygununun “şakacı” olacağı kanaatine varmıştık. Şakacı haricinde “Gülen – Güldüren” başlığı belki tercih edilebilir.
Allah hepinizden razı olsun. Çok faydalı yazılar. Ama “Şakacı” başlığı acizane benim de hoşuma gitmedi. “Nüktedan” diye kelime duymuştum aşağı yukarı aynı anlama geliyor zannımca.Başlık uygun bir şekilde değiştirilirse çok güzel olur.
baslik harika. sakaci gordugum icin ilk bu bolumu okudum. tesekkurler.
Maşallah bence çok güzel bir site ve çok güzel sözler.Ben hep Gül Efendimiz(s.a.s)in şakacı olduğunu,güzel şakalar yaptığını okuyordumda,ama merak ediyordum nasıl şakalar yapar diye.Allah razı olsun sayenizde öğrendim ve çok beğendim Maşallah.Rabbim bizi Ona layık ümmet etsin İnşallah.Hem başlık da bence iyi olmuş”Şakacı”yani.Yani bu sözü okuduğu zaman tüm kardeşlerimiz zorluk çekmeden konunu ne olduğunu anlarlar bence.Çok güzel olmuş Ellerinize sağlık.Teşekkürler.
başlığın şakacı olması bence daha sempatik hiç deilse şakanın bile nasıl yapıldığını örnek vermiş oluyor hz muhamed (s.a.v.) efendimiz
bence şakacı sıfatı çok uygun.nüktedan gibi kelimeler biraz soğuk ve mesafeli kalıyor hemde bu siteyi her kesimden vatandaş kullanıyor, bunun için daha anlaşılır kelimeler seçmek gerekiyor.şakacı daha anlaşılır ve sıcak, samimi bir hava katmış ben çok beğendim teşekkür ederiz.
Farkettiniz mi hiçbir şakasında yalan yok. Her espirisinde, şakasında gerçek saklı. Ve bunu anlamak için düşünmek gerekiyor. Ne mubarek insan Rasulallah(S.A.V.)
Şakada olsa yalan söylemeyiniz…
Şakacı yerine ŞAKALARI olarak değiştirilebilir…
başlık, latifeleri diye olsaydı daha güzel olurdu, peygamberimizin manevi yönünü düşündüğümüz zaman, şakacı başlığı uygun düşmüyor
“şakacı” başlığı çok güzel olmuş. Sanki ayıp birşey miki bu kadar üzerinde durulmuş. Aynı mizaç Hz. Ali (R. A)’de de mevcuttur. Ben şahsen dozunda ve kararında şakacı bir peygamberi (asm) daha çok severim.Bizim peygamberimiz (asm)’ de öyle biridir.
Çok yerinde bir yorum düzeltirseniz seviniriz. Allah razı olsun.
Emeğinize sağlık güzel olmuş.
S.aleyküm sevgili admin. Zeytin çekirdekleri başlıklı konu şaka da yalan var gibi anladım. sizce varmı? eger varsa bilginin sıhhati konusunda şüpheliyim . .
Evet kardeşimize katılıyorum.Niyet kötü olmasa da kelimenin çağrışımı kötü düşebilir.Sırttaki akrebi ihbar etmek lazım.
Bencede çok güzel ama adı uymamış
Kaynak olarak Afzalur Rahman, Siret Ansiklopedisi, I/83 sayfasında bu espri yok ve Ebu’l-Berekât el-Gazzî’ye göre bu şakalaşma kendini bilmez iki kişi veya Saleb adında dilci bir başkası arasında geçmiştir.
İlgili kitabın görüntüsü varsa bize mail ile yollayabilir misiniz? Veya internet ortamında ulaştıysanız bize link verirseniz biz de ona göre yazımızı tashih edelim. Allah razı olsun.
ALLAH sizden ve bu ÇOK KOMİK şakaları bize bağışlayan ALLAH’ımızdan razı olsun.
Siz beni bugün güldürdünüz, ALLAH’ta sizleri güldürsün.