Rukiyye (r.anha), Peygamberimizin kızlarının ikincisiydi. Peygamberimiz 33 yaşındayken dünyaya geldi. Küçük yaşta Müslüman oldu. Peygamberimiz onu hayâ ve edep incisi Hz. Osman’la evlendirdi.

Mekke’de müşriklerin işkenceleri dayanılmaz bir hâl alınca Hz. Osman hanı­mıyla birlikte Habeşistan’a hicret etti. Onların hicretleri Peygamberimizi çok duygulandırdı. Yolcu ederken, “Lût’tan sonra ailesini alıp Allah yolunda hicret edenlerin ilki Osman’dır.” buyurdu.

Rukiyye (r.anha) bir yandan sevgili babasından ayrıldığına, bir yandan da vatanın­dan uzak düştüğüne çok üzülüyordu. Bu arada bir erkek çocukları dünyaya gel­di. İsmini “Abdullah” koydular. Bu sevimli yavru, biraz da olsa üzüntülerini unut­turuyordu.

Hz. Osman ile Rukiyye validemiz bir müddet Habeşistan’da kaldıktan sonra Peygamberimizin ayrılığına daha fazla dayanamadılar. Orada karşılaşacakları işkenceleri peşinen kabul ederek Mekke’ye geri döndüler. Medine’ye hicret izni çıkınca da oraya hicret ettiler. Böylece Allah yolunda “iki hicret” sevabı birden kazandılar.

Medine’de günler huzur içerisinde geçiyordu. Artık İslam Devleti kurulmuş, düşmanlarına karşı koyacak güce erişmişti. Bu arada Peygamberimizin sevgili torunu Hz. Abdullah altı yaşına gelmişti. Sağa sola neşe saçıyordu. Peygamberi­miz, Hz. Hasan ve Hüseyin’i sevdiği gibi Abdullah’ı da seviyor, kızının evini es­kisinden daha sık ziyaret ediyordu. Fakat bir gün hiç beklenmedik bir şey oldu: Bir horoz Abdullah’ı gagalayarak yüzünü gözünü yaraladı. Bu sebeple hastala­nan Abdullah kurtulamayarak vefat etti. Cenaze namazını Peygamberimiz kıldırdı. Defnedildikten sonra da mezar taşını dikti. Bu arada gözlerinden akan yaşlar mübarek sakalını ıslatıyordu. Ağlamasının sebebini soranlara, “Yüce Al­lah, kullarından merhametli ve yufka yürekli olanlara merhamet eder.” cevabını verdi. Rukiyye’nin Abdullah’tan başka çocuğu olmadı.

Rukiyye (r.anha), Bedir Savaşı hazırlığı sırasında rahatsızlandı. Hastalığı ciddi olduğu için, Peygamberimiz, Hz. Osman’a “orduya katılmaması”nı emretti. Bu sebeple Hz. Osman çok arzu etmesine rağmen Bedir Savaşı’na katılamadı. Me­dine’de kalarak hanımının iyileşmesi için elinden gelen gayreti gösterdi. Fakat Hz. Rukiye, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak vefat etti. Cenazesini Re­sû­lul­lah’ın dadısı Ümmü Eymen (r.anha) yıkadı.

Bedir zaferinin müjdesi geldiğinde o defnediliyordu. Biraz sonra Peygambe­rimiz ﷺ geldi. Sevgili kızının kabrinin başında durdu. Dua ve niyazda bu­lundu.[1]


____________________________________

[1]Tabakât, 8: 36; Müstedrek, 4: 46.