Ya Rasulallah kalbim titrerken sensizlikten

Bir kerecik nazar et sızlayan yüreğime

Hazan vurmuş, târumar bahçedir bu ruh, bu ten

Fer ver nefesin ile kalbimin ışığına

Ya Rasulallah kalbim titrerken sensizlikten

Ne ulvî bir adın var tâ ezelden ‘övülmüş’

Seni övmüş yaratan, yokken henüz kâinat

Ruhun ne kadar sağlam ipliklerle örülmüş

Râm olmuş gözlerinin buyruğuna mahlûkat

Ne ulvî bir adın var tâ ezelden ‘övülmüş’

Mekke seni bilmedi, taşladı seni Taif

Bir nebzecik azmini yitirmedin efendim

Gözyaşların hep rikkat, hep merhamet, hep insaf

Seni bilmeyenlere kin gütmedin efendim

Mekke seni bilmedi, taşladı seni Taif

Medine kollarını açmıştı kollarına

Yürekler dolup dolup boşandı yağmur yağmur

Sel sel olup aktılar köyünün yollarına

Melekler, yeryüzüne döktü kucak kucak nur

Medine kollarını açmıştı kollarına

En mukaddes diyardan çıkarılan peygamber

Bir gün döndün yurduna binlerce sahabenle

Ardınca dalgalanan nice yiğit, nice er

Kucaklaştı yolunu gözetleyen Kabe’nle

Ey mukaddes diyardan çıkarılan peygamber

Ey Allah’ım bizi de Habib’ine bende et

Arıt paslı ruhları billurdan rahmetinle

İçir susuz beşere kâse kâse mağfiret

Kat kat sarmala bizi sımsıcak şefkatinle

Ey Allah’ım bizi de Habib’ine bende et.

Dostların etrafında öbek öbek dağdılar

Haykırdılar ismini küfrün alevlerine

Düşmanın üzerine kurşun gibi yağdılar

Dünyayı dar ettiler sahranın devlerine

Dostların etrafında öbek öbek dağdılar

Her bâdirede ruhun çekti bin bir ıstırap

Lakin asırlar bile eğildi iradene

Sonunda boyun eğdi Yahudi, Acep, Arap

Diyarlar halka halka bağlandılar beldene

Her badirede ruhun çekti bin bir ıstırap

Zifirî karanlıkta alevlenen meşale

Âlemi boydan boya kuşattı aydınlığın

Zaferler bağışladın asırlarca hilâle

Bembeyaz bir sayfadır insanlığa varlığın

Zifirî karanlıkta alevlenen meşale

Ey Nebî, bizleri de dostluğuna kabul et

Adım adım sürelim bıraktığın izleri

Günler, aylar, seneler tebessümüne hasret

Bir hamlede aşalım dağları, denizleri

Ey Nebî bizleri de dostluğuna kabul et.

Ocak 2006