Rabbimizi bize anlatan üç büyük muallim vardır:
1. Kainat da Allah’ın yarattığı her biri birer mucize olan varlıklar alemidir.
2. Hazreti Muhammed (aleyhissalatü vesselam)’dır.
3. Kur’an-ı Kerim’dir.
Rabbimizi bize tanıtan bu üç büyük muallimden ikincisi olan Hazret-i Muhammed ﷺ’ın davasının hak olduğunu ispatlamak ve O’nun ﷺ, Allah’ın Peygamberi olduğunun delillerini göstermek için bu bölüm oluşturuldu.
O’nun ﷺ davasının hak ve kendisinin Allah’ın Peygamberi olduğunu ispatlamak aynı zaman da Kur’an’ın da Hak Kêlamullah olduğunu ve Kur’an’ın en büyük davası olan Allah’ın varlığına dair bize öğrettiklerinin de şüphesiz doğru olduğunu ispat etmek anlamına gelmektedir. Çünkü Hazret-i Muhammed’in ﷺ en büyük meselesi Allah’ın varlığını ve birliğini ispat etmektir. Hazret-i Muhammed’i ﷺ kabul etmek demek, aynı zamanda diğer iman esasları olan; öldükten sonra dirilme, melekler, kader gibi iman esaslarının da kabul edilmesi demektir. Çünkü Hazret-i Muhammed’in ﷺ bize tebliğ ettiği Kur’an’ın içerisinde bu iman esasları ispat edilip anlatılmaktadır.
Bu yüzden Peygamber Efendimizin ﷺ davasını ispatlayan delillere her zaman ihtiyaç hissederiz. Çünkü şeytan ve şeytandan ders alan başta nefsimiz olmak üzere imanımıza hücum eden çok fazla düşmanımız vardır. Bu nedenle bu hakikatleri sürekli iç alemimizde canlı tutmalı, şeytana ve onun şakirtlerine hücum edecek bir delik bırakmamalıyız.
Bu gaye ile nübuvvet delillerinden bazılarını aşağıda, başlıklar halinde izah etmeye çalışacağız. Ancak şu bilinmelidir ki, Peygamber Efendimizin ﷺ nübüvvetinin delilleri sadece bizim burada yazacaklarımızla sınırlı değildir. Burada anlatacaklarımız ancak okyanustan birer damla nispetinde olacaktır. Efendimiz’i ﷺ tüm yönleriyle anlatabilmek için ciltler dolusu kitap yazılsa yine yetersiz kalınacaktır. Fakat yine de bizler elimizden geldiğince gayret göstereceğiz ve daha detaylı izah isteyenleri bu çalışmamızda esas kaynak olarak kullandığımız Bediüzzaman Hazretlerinin Risale-i Nur Külliyatı’na havale edeceğiz.