Ebû Humeyd (r.a.), Ensar’dandı. Hicret’ten sonra Müslüman olmuştu. Uhud Savaşı’ndan itibaren Peygamberimizle birlikte bütün savaşlara iştirak etti.
Hz. Ebû Humeyd’in Peygamberimize aşırı bir muhabbeti vardı. Resûlullah’a canla başla hizmet ederdi. Peygamberimizin nasıl namaz kıldığını en iyi bilenlerden birisi de oydu. Bununla iftihar eder, “Resûlullah’ın namazını en iyi bileniniz, benim.” derdi.
Ebû Humeyd (r.a.), Peygamberimizden 36 hadis-i şerif rivayet etti. O, hadis rivayet ederken son derece ihtiyatlı hareket ederdi. Ya, “Resûlullah’tan kulağımla duydum.” der, ya da “Zeyd bin Sâbit’e de sorun.” derdi. Onun rivayet ettiği şu hadis, Resûlullah’ın mübarek sözlerini tanımak ve anlamak için bir ölçüdür:
“Benden rivayet olunan bir hadis duyduğunuz zaman, kalpleriniz onu tanır. Kalbinizin ona karşı yumuşadığını, ruhunuzun onu kabul ettiğini, onun size çok yakın olduğunu hissedersiniz. Duyduğunuz zaman kalpleriniz ondan nefret eder, içiniz ürperir, aklınız onu kabul etmezse, o söz benden uzaktır!”[1]
Ebû Humeyd’in (r.a.) rivayet ettiği bir hadis de şu mealdedir:
Resûlullah ﷺ, Esed kabilesinden “İbni Lütbiye” isimli birisini zekât memuru olarak tayin etmişti. Bu zat vazifesini tamamlayıp Medine’ye döndüğünde getirdiklerini göstererek, “Bu sizin, bu da benim; bana hediye edildi!” dedi. Bunun üzerine Resûlullah ﷺ, minber üzerinde şunları söyledi:
“Kendisini zekât toplamaya gönderdiğim şu memura ne oluyor ki, gelmiş, ‘Şu sizin zekât malınız, bu da bana hediye edilmiştir!’ diyor?! Bu adam, babasının yahut annesinin evinde otursaydı, kendisine bir hediye verilir miydi, verilmez miydi? Muhammed’in ﷺ nefsi kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, sizden birisi hıyanet edip o maldan bir şey alırsa, hiç şüphesiz ki, kıyamet gününde o insan aldığı malı boynuna yükleyerek getirir. Aldığı hayvan deve ise, boynunda inleye inleye, sığır ise avaz avaz bağırarak, koyun ise şiddetle meleyerek gelir.”
“Bu konuşmadan sonra Resûlullah ﷺ iki elini, koltuk altı beyazlığı gö-rününceye kadar kaldırdı ve iki defa, ‘Allah’ım, emirlerini tebliğ ettim mi?’ diye üç defa tekrarladı. Bu hadisi kulağımla duydum ve söylerken Resûlullah’ı gözlerimle gördüm. Zeyd bin Sâbit’e de sorunuz.”[2]