Resul-i Ekrem Efendimizin Pak Nesebleri
Cenab-ı Hak, insanlığın babası Hz. Âdem’i yaratmıştı. Başını kaldırıp bakan Âdem (a.s.), Arş-ı Âlâ’da muazzam bir nurla bir isim yazılı gördü: “Ahmed” Merak edip sordu: “Yâ Rabbi! Bu nur nedir?”…
Cenab-ı Hak, insanlığın babası Hz. Âdem’i yaratmıştı. Başını kaldırıp bakan Âdem (a.s.), Arş-ı Âlâ’da muazzam bir nurla bir isim yazılı gördü: “Ahmed” Merak edip sordu: “Yâ Rabbi! Bu nur nedir?”…
Şüphesiz, Kâinâtın Efendisinin nurunu alnında İlâhî bir emanet olarak taşıyan atalarının tamamı hakkında fazla bir bilgimiz yoktur. Atalarından en çok bilgi sahibi olduklarımız ise, ona zaman bakımından en yakın olanlarıdır.…
Aradan yıllar geçti. Alnında parlayan Kâinatın Efendisine âit nur, onu Kureyş’in reisliği makamına getirip oturttu. Sıcak bir yaz günü idi. Kâbe’nin yanındaki Hicr mevkiinde serin bir gölgede uyuyordu. Bir rüya…
Abdullah, Abdülmuttalib’in erkek çocuklarından sekizincisi idi.[1]Sîret ve surette diğer kardeşlerinden çok farklıydı. Dünyaya gelir gelmez babasının alnında parlayan Nur-u Muhammedî, onun alnına geçmişti. Bu nur, yüzüne harika bir güzellik ve…
Hidayet Güneşinin doğmasına az bir zaman kalmıştı. Kâbe’ye her taraftan insanlar akın akın gelip hac mevsiminde ziyaret ediyorlardı. Kâbe’nin bu kadar çok ziyaretçi toplamasını birtakım kimseler hazmedemiyor ve rahatsızlık duyuyorlardı.…
Yeryüzünü mânevî bir karanlık kaplamıştı. Mevcudat, beşerin zulüm ve vahşetinden adeta mâteme bürünmüştü. Gözyaşı döken gözler değil, ruh ve kalpler idi. Kalp ve ruhların keder, elem ve gözyaşına âlem de…
Kâinatta en büyük hadise, hiç şüphe yok ki Kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in ﷺ dünyaya teşrifleri hadisesidir. Çünkü hilkat ağacının çekirdeği odur. Kadîr-i Zülcelâl, onun gelişini takdir etmemiş olsaydı, kâinat…
Efendisine kavuşan kâinat artık şen idi. Beşeriyetin kalbine nur ve huzur sunacak zâtı sînesinde barındıran Arabistan’ın kalbi, sevincinden adeta duracak gibiydi. Kâinatın eşsiz hadisesine sahne olan Mekke, adeta ulvî âlemlere…
HZ. ÂMİNE’NİN EBEDÎ ÂLEME GÖÇÜ Hz. Âmine, Kâinatın Efendisi oğluyla Medine’de bir ay kaldıktan sonra, Mekke’ye dönmeye karar verdi. Akrabalarıyla vedalaşarak şehirden ayrıldılar. Çöl seccadesinde üç yolcu: Hz. Âmine, şanlı evladı…
Saadet Güneşi, ömrünün dört yılını geride bırakmış, oldukça gürbüzleşmiş ve gelişmişti. Zâtında görülen gariplikler, hele göğsünün yarılması hadisesi, Hz. Halîme’yi bütün bütün düşündürmeye ve telâşlandırmaya başladı. Hatta artık endişe duyuyordu.…
Altı yaşında iken annesini kaybeden Peygamber Efendimizi, yaşlı dedesi Abdülmuttalib himâyesine aldı. Kureyş’in reisi Abdülmuttalib de nur-u Ahmedî’den nasibini almıştı. O nur kendisine çok üstün meziyet ve sıfatlar kazandırmıştı: Uzun…