İnsanların En Cömerdi
Hz. Muhammed ﷺ, insanların en cömerdi ve en iyilik severi idi. Ramazan’da Cebrâil (as) ile beraber bulunduğu zamanlarda her şeyini verirdi. Cebrâil (as), her Ramazan gecesi Onun ﷺ yanına gelir,…
Hz. Muhammed ﷺ, insanların en cömerdi ve en iyilik severi idi. Ramazan’da Cebrâil (as) ile beraber bulunduğu zamanlarda her şeyini verirdi. Cebrâil (as), her Ramazan gecesi Onun ﷺ yanına gelir,…
Cenab-ı Hak, insanlığın babası Hz. Âdem’i yaratmıştı. Başını kaldırıp bakan Âdem (a.s.), Arş-ı Âlâ’da muazzam bir nurla bir isim yazılı gördü: “Ahmed” Merak edip sordu: “Yâ Rabbi! Bu nur nedir?”…
Şüphesiz, Kâinâtın Efendisinin nurunu alnında İlâhî bir emanet olarak taşıyan atalarının tamamı hakkında fazla bir bilgimiz yoktur. Atalarından en çok bilgi sahibi olduklarımız ise, ona zaman bakımından en yakın olanlarıdır.…
Aradan yıllar geçti. Alnında parlayan Kâinatın Efendisine âit nur, onu Kureyş’in reisliği makamına getirip oturttu. Sıcak bir yaz günü idi. Kâbe’nin yanındaki Hicr mevkiinde serin bir gölgede uyuyordu. Bir rüya…
Abdullah, Abdülmuttalib’in erkek çocuklarından sekizincisi idi.[1]Sîret ve surette diğer kardeşlerinden çok farklıydı. Dünyaya gelir gelmez babasının alnında parlayan Nur-u Muhammedî, onun alnına geçmişti. Bu nur, yüzüne harika bir güzellik ve…
Hidayet Güneşinin doğmasına az bir zaman kalmıştı. Kâbe’ye her taraftan insanlar akın akın gelip hac mevsiminde ziyaret ediyorlardı. Kâbe’nin bu kadar çok ziyaretçi toplamasını birtakım kimseler hazmedemiyor ve rahatsızlık duyuyorlardı.…
Yeryüzünü mânevî bir karanlık kaplamıştı. Mevcudat, beşerin zulüm ve vahşetinden adeta mâteme bürünmüştü. Gözyaşı döken gözler değil, ruh ve kalpler idi. Kalp ve ruhların keder, elem ve gözyaşına âlem de…
Kâinatta en büyük hadise, hiç şüphe yok ki Kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in ﷺ dünyaya teşrifleri hadisesidir. Çünkü hilkat ağacının çekirdeği odur. Kadîr-i Zülcelâl, onun gelişini takdir etmemiş olsaydı, kâinat…
Efendisine kavuşan kâinat artık şen idi. Beşeriyetin kalbine nur ve huzur sunacak zâtı sînesinde barındıran Arabistan’ın kalbi, sevincinden adeta duracak gibiydi. Kâinatın eşsiz hadisesine sahne olan Mekke, adeta ulvî âlemlere…
HZ. ÂMİNE’NİN EBEDÎ ÂLEME GÖÇÜ Hz. Âmine, Kâinatın Efendisi oğluyla Medine’de bir ay kaldıktan sonra, Mekke’ye dönmeye karar verdi. Akrabalarıyla vedalaşarak şehirden ayrıldılar. Çöl seccadesinde üç yolcu: Hz. Âmine, şanlı evladı…
Sevgili Peygamberimiz, sekiz yaşında… Dedesi tarafından kendisine koruyucu olarak tayin edilen amcası Ebû Tâlib’in himâyesinde. Ebû Tâlib, son derece merhametli bir insandı. Fakat oldukça fakirdi. Mekke etrafında yayılan ve şehre…
Kâinatın Efendisi on iki yaşına girmişti. Akranları arasında artık farklı beden ve simaya sahipti. Siması etrafa pırıl pırıl nurlar saçıyordu. Gönlü huzur doluydu. Onu yanında barındıran Ebû Tâlib ise, o sırada…
Ebû Tâlib, bütün bu olup bitenlerden sonra nur yüzlü yeğeni Peygamberimizden adeta ayrılmaz bir parça haline gelmişti. Kendisinde gittikçe kuvvet peydâ eden kanaat şuydu: “Bu yeğenim, ileride büyük ve mühim…
Peygamber Efendimiz, yirmi yaşında. Son Ficar Harbi’nde, çok kimse hayatını kaybetmiş, oluk oluk kan akmıştı. Bununla, Arap kabileleri arasındaki düşmanlık duygusu daha da bilenmişti. Her an basit sebepler yüzünden büyük…
Mekke halkının meşguliyetleri başında ticaret geliyordu. Ebû Tâlib de bir müddet ticaretle uğraştı. Ancak kıtlık kuraklık yıllarının başgöstermesi, kabile savaşlarının birbirini takip etmesi ve aile efradının fazla oluşu gibi sebepler yüzünden…
Zeyd b. Hârise, Kelb kabilesine mensuptu. Henüz sekiz yaşlarında küçük bir çocuk iken, annesiyle beraber gittiği akrabalarının yanında, bir başka kabilenin baskını sırasında esir alınmıştı. Esirler pazarından da, Hz. Hatice’nin…
Kâinatın Efendisi 35 yaşında idi. Bu sırada Kureyş kabilesi, Kâbe duvarlarını yıkıp, yeniden tamir kararını verdi. Zira, yıllardan beri yağan yağmur ve neticede meydana gelen seller, yapı itibarıyla pek…
Kâinatın Efendisine risâlet vazifesi verilmeden önce, insanlığın ve dünyanın mânevî çehresini tanımak ve bilmekte fayda vardır. Ancak o zaman Resûlullah’ın insanlığı nasıl dinî, ruhî, fikrî, içtimaî ve siyasî bir karanlık…
Kâinatın Efendisine peygamberlik vazifesinin verilmesinden birkaç yıl önceydi. Arapların Câhiliyye devrinde iki meşhur panayırından biri olan Hicaz’daki “Sûk-i Ukâz“ renk renk yüzlerce insanla dolup taşmıştı. İçlerinde pek çok Arap beliğleri…
Kâinatın Efendisi, otuz sekiz yaşına girince gaibten bazı sesler duymaya ve bazı taraflarda birtakım ışıklar görmeye başladı. Bazen de kendilerine gaibten “Yâ Muhammed!” diye nidâ ediliyordu. Fakat Efendimiz, bu garip…