(Hicret’in 9. senesi Rebiülevvel ayı)

Bu tarihte, Benî Beliy kabilesinden bir heyet Medine’ye gel­di. Peygamber Efendimizle görüşüp huzurda Müslüman oldular.[1]

Heyetin büyüğü Ebu’d-Dabib, bu arada Peygamber Efendimize ba­zı sorular sordu. “Yâ Re­sû­lal­lah!” dedi. “Ben, mi­sa­firleri ağırlama­yı seven biriyim. Bun­dan dolayı bana ahirette bir sevab var mıdır?”

Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Evet! Zengine olsun fakire ol­sun, yapacağın her iyilik sadakadır”[2]buyurdu.

Bu cevaptan memnun olan Ebuddabib, bu sefer, “Yâ Re­sû­lal­lah! Misafirli­ğin müddeti ne kadardır?” diye sordu.

Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Üç gündür. Bundan sonra otur­mak misafir için uygun olmaz” buyurdu.[3]Peygamber Efendimiz, bu hadiseyle, misafirliğin hu­dudunu çizmiştir. Mü’min, misafir mü’­min kardeşini üç gün yedirip içirip, barındırmakla vazifelidir. Üç günü geçtikten sonra bu mükellefiyet üzerinden düşer. Bundan son­ra onu ağırlayıp ağırlamamakta serbesttir.

 Beliy heyeti, üç gün kaldıktan sonra Resûl-i Ekrem Efendimizin verdiği he­diyelerle yurtlarına döndüler.[4]


n


[1]İbn Sa’d, Tabakat, c. 1, s. 330.

[2]İbn Seyyid, Uyûnü’l-Eser, c. 2, s. 252.

[3]İbn Seyyid, a.g.e., c. 2, s. 252.

[4]İbn Sa’d, a.g.e., c. 1, s. 330.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

nakliyat