Rabbimizin biz kullarında görmek istediği güzel ahlâkı, bize anlatan ve bildiren hiç şüphesiz Kur’ân’dır. Kur’ân’ı yaşayan ve fiilen bize örneklik eden de Hz. Muhammed ﷺ’dır. Öyle ki Hz Aişe (r.anha) validemiz, Efendimizin ﷺ ahlâkını soranlara; “Siz Kur’ân’ı okumuyor musunuz? Onun ahlâkı Kur’ân’dı.” diye tarif etmiştir.1

Güzel ahlâkın bütün çeşitlerini Hz. Muhammed’de ﷺ en yüksek derecede toplayan Allah, O’nu ﷺ sûreten en güzel yaratmakla beraber, sîreten de yani ahlaken de insanların en güzeli kılmıştır. O’nun ﷺ ahlâkı o kadar yüksektir ki; Allah, kelamında O’na şöyle hitap ediyordu:

“Hiç şüphesiz senin için bitmez tükenmez bir mükâfat vardır. Ve hiç şüphesiz sen pek büyük bir ahlâk üzerindesin.”2

Peygamber Efendimizin ﷺ ahlâkının harikuladeliğini gözler önüne seren önemli bir konu da O’nun ﷺ her bir güzel sıfatta zirvede ve birbirine zıt özelliklerde harika olmasıdır. Güzel huylar elbette birbirine zıt değildir. Fakat her bir huyun en yüksek ahlâk derecesinde bir şahısta toplanması zordur. İyi bir sıfatın ve niteliğin en üst derecede olması, başka bir iyi sıfatı zayıflatabilir. Mesela, son derce yumuşak huyluluk ile son derece yiğitlik ve kahramanlık, tam bir alçakgönüllülük ile son derece heybet ve vakar, kılı kırk yaran bir adâlet ile son derece merhametlilik, tam bir tutumluluk ile tam bir cömertlik, engin bir sevgi ve şefkat ile yerinde gösterilen hiddet ve kızgınlık…

Birbirine zıt gibi görünen bu güzel huyların, bir arada hem de zirve noktada bir şahısta toplanması; bir huy, bir huya engel olmaması harika ve mûcize sayılacak bir haldir.

İşte Hz. Muhammed ﷺ’ın bütün bu güzel huyları en yüksek derecede şahsiyetinde toplaması O’nun ﷺ bir mûcizevî yönünü daha ortaya koymaktadır. Hatta iman etmediği halde, pekçok Doğulu ve Batılı bilginler O’nun ﷺ kemalatını kabul etmişlerdir. Hz. Muhammed ﷺ o kadar mükemmel bir insandır ki; on dört asır boyunca unutulmamış, kemâlâtı dillerden dillere dolaşmış ve ismi zihinlerde yer etmiştir ve etmektedir de.

  1. Müslim 1/514 Hadis no: 746 ↩︎
  2. Kalem Sûresi, 3-4 ↩︎