Zeyd İbnu Sabit (ra) anlatıyor:

“ Resulullah ﷺ, bizimle birlikte, Beni Neccar'a ait bir bahçede bulunduğu sırada bindiği katır, onu aniden saptırdı, nerdeyse (sırtından yere) atacaktı. Karşımızda beş veya altı kabir vardı. Aleyhisselatu vesselam:

“ Bu kabirlerin sahiplerini bilen var mı?” buyurdular. Bir adam:

“ Ben biliyorum!” deyince, Aleyhisselatu vesselam:

“ Ne zaman öldüler?”dedi. Adam:

“ Şirk devrinde!” deyince Aleyhisselatu vesselam:

Bu ümmet kabirde fitneye maruz kılınacak. Eğer birbirinizi defnetmemenizden korkmasaydım şahsen işitmekte olduğum kabir azabını size de işittirmesi için ALLAH'a dua ederdim.” buyurdular ve sonra şunları söylediler:

“Kabir azabından ALLAH'a sığının!” Oradakiler:

“ Kabir azabından ALLAH'a sığınırız!” dediler. Aleyhisselatu vesselam:

“ Cehennem azabından da ALLAH'a sığının!” dedi.

“ Cehennem azabından ALLAH'a sığınırız.” dediler.

“ Fitnelerin açık ve kapalı olanından ALLAH'a sığının!”dedi.

“ Açık ve kapalı her çeşit fitneden ALLAH'a sığınırız!” dediler.

“ Deccal'in fitnesinden ALLAH'a sığının!” buyurdu.

“ Deccal'in fitnesinden ALLAH'a sığınırız!” dediler.”

(Müslim, Cennet 67)