Buraya kadar birkaç başlık altında Hazreti Muhammed’in ﷺ davasının doğruluğunu ispat amacıyla, bazı konuları ele almaya çalıştık. Ancak söz konusu Peygamber Efendimiz ﷺ olunca, anlatılanlar kesinlikle yetersiz kalmaktadır!.. Çünkü O ﷺ, varlık aleminin yaratılışının bir sebebidir. Yaratılan en mükemmel ve en üstün donanımlı insandır. Her hali ve davranışı O’nun doğruluğuna delildir. Bütün ümmetinin her bir ferdi, O’nun davasının sadık şahitleridir. Bu kadar dava şahidi bulunan ve her gün yüz milyonlarca ümmetinin yaptığı bütün ibadetlerden “sebep olan yapan gibidir” kaidesince hissedar olan Efendimizi ﷺ tam olarak anlamak ve anlatmak doğal olarak mümkün değildir. Fakat hac yolunda “varamasam da bu yolda ölürüm” diyen karınca misali bizler de tam olarak başaramasak da en azından bu uğurda binlerce cilt eserler bırakanların yaptıklarına bir tane daha ekleyerek O’nun ﷺ davasına bir şahit olarak imza atmak istedik. Bu gayemizde muvaffak olmayı Cenab-ı Erhamü’r-Rahimin’den temenni ederek şöyle niyaz ediyoruz ki:
“Rahmânü’r-Rahîmden, Arş-ı Âzamdan gelen Furkan-ı Hakîmin kendisine indiği Efendimiz Muhammed’e, ümmetinin hasenatı adedince milyonlar salât ve milyonlar selâm olsun. Risaleti Tevrat, İncil ve Zebur’da müjdelenen; nübüvveti irhâsâtla, cinlerin hâtifleriyle, insanlık âleminin evliyalarıyla, beşerin kâhinleriyle müjdelenen; bir işaretiyle ay parçalanan Efendimiz Muhammed’e, ümmetinin hasenâtı adedince milyonlar salât ve selâm olsun. Davetine ağaçların koşup geldiği, duâsıyla yağmurun hemen iniverdiği, sıcaktan korumak için bulutların ona gölge yaptığı, bir ölçek yemeğiyle yüzlerce insanın doyduğu, parmaklarının arasından üç defa kevser gibi suların çağladığı, O’nun hürmetine Allah’ın, kertenkeleyi, ceylânı, ağaç kütüğünü, zehirli keçinin kolunu, deveyi, dağı, taşı ve toprağı konuşturduğu, Miracın sahibi ve gözünün asla şaşmadığı o mu’cize-i kübrâda ruyetullaha mazhar olan Efendimiz ve Şefîimiz Muhammed’e, Kur’ân’ın ilk indiği zamanın sonuna kadar onu okuyan herbir okuyucunun okuduğu herbir kelimenin hava dalgalarının aynalarına Rahmân’ın izniyle yansıyan bütün kelimelerinin bütün harfleri adedince, milyonlar salât ve selâm olsun. Bütün bu salâvatlardan herbiri hürmetine bizi bağışla, ey İlâhımız, bize merhamet et. Âmin.”