Câbir İbnu Atik (ra) anlatıyor:
“ Resulullah ﷺ Abdullah İbnu Sabit'e geçmiş olsun ziyaretine gelmişti. Onu, (ALLAH'ın emri) galebe çalmış buldu. Ona seslendi. Fakat cevap alamdı. Bunun üzerine Resulullah ﷺ istirca'da bulundu."
“İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci'ûn” dedi ve:
“ Biz (yaşamanı isteriz ama, ALLAH'ın emri) bize galebe çaldı ey Ebu'r-Rebi!”dedi.
Bunun üzerine kadınlar feryad edip ağlamaya başladılar. İbnu Atik (ra) kadınları susturmaya başladı. Ancak Aleyhisselatu vesselam:
“Bırak ağlasınlar! Vacib olduğu zaman tek ağlayan ağlamayacak.” buyurdu.
“Vacib olan da ne?”dediler.
“Öldüğü zaman (demektir).” dedi. Bunun üzerine kızı:
“ALLAH'a yemin olsun, elimden gelse şehid olmanı isterim. Çünkü sen (cihad için gerekli teçhizatı) hazırladın.”dedi. Aleyhisselatu vesselam da:
“ ALLAH onun ecrini niyetine göre verdi. Siz aranızda şehid olmayı ne zannedersiniz?” buyurdular.
“ ALLAH yolunda ölmek!” dediler. Aleyhisselatu vesselam açıkladı:
“ Öyleyse ümmetimin şehidleri cidden azdır. Bilesiniz: Taunda ölen şehiddir, boğularak ölen şehiddir, yeter ki seferi taatte olsun. Zâtulcenb'ten ölen şehiddir, ishalden ölen şehiddir, yanarak ölen şehiddir, yıkık altında ölen şehiddir, çocuk karnında ölen kadın şehiddir.”
(Muvatta, Cenâiz 36)