İbnu Abbas (ra) anlatıyor:

“… Altın ve gümüşü biriktirip ALLAH yolunda sarf etmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele.” (Tevbe, 9/34)

ayeti nazil olduğu zaman, Müslümanlar bundan fazlaca kaygılandılar. Hz. Ömer (ra): “Ben sizin üzüntünüzü gidereceğim, haydi gelin.” dedi ve gidip Hz. Peygamber ﷺ'e müracaat ederek: “Ey ALLAH'ın Resulü, dedi, bu ayet ashabını çokkaygılandırdı.” dedi.Hz. Peygamber ﷺ:

“ALLAH zekatı, malınızda baki kalan kirliliği temizlemek için farz kıldı. Nitekim, sizden sonrakilere kalması için de mirası farz kıldı.” buyurdu.

İbnu Abbas devam etti: (Resulullah'ın bu açıklaması üzerine) Hz. Ömer (ra) sevincinden "Allahu ekber" dedi. Peygamberimiz ﷺ açıklamasına devamla, Hz. Ömer (ra)'e:

“Kişinin kendi lehine biriktirdiği şeyin ne olduğunu sana haber vereyim mi? Bu, saliha bir kadındır. Yani nazar ettiği zaman kendini hoşnud kılacak, emrettiği zaman itaat edecek, evinden uzaklaştığı zaman (malını ve namusunu) koruyacak olan kadın.” (Ebu Davud, Zekat 32)